Zaytung.Com
Zaytung
Uzun uzun yaz
SİNEMA

Stalk Sanatı, Sinema Sanatıyla Buluşurken: Searching & Missing

-> Sakatlanınca ilk müdahaleyi yapan sağlık ekibinden 1 haftalık rapor talep eden Menemensporlu futbolcu, süresiz kadro dışı bırakıldı...
-> Kobane davasında verilen cezalarla ilgili Adalet Bakanlığı'ndan açıklama: ''Cüppe şansı bulan hakimlerimiz talimatların da ötesinde bir performans gösteriyor...''
-> UEFA, Fatih Terim ''Bitti'' demeden biten Yunanistan ligini tescil etmeme kararı aldı...
-> Avrupa'nın 6 dev kulübünden aldığı tazminatlarla Aziz Yıldırım'dan daha zengin olduğu ortaya çıkan José Mourinho'nun Fenerbahçe başkanlığına aday olup seçilirse Aziz Yıldırım'ı Futbol şubesinin başına getireceği iddia edildi...
-> Kayseri maçının ardından ''Gel diyorlar geliyorum, git diyorlar gidiyorum'' şeklinde konuşan İsmail Kartal, önümüzdeki sezon Getir forması altında motorkuryeliğe göz kırptı...
FOTOHABER

Katilin, tecavüzcünün, çocuk tacizcisinin ve uyuşturucu mafyasının en yakın dostu ve yoldaşı, kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığı Türkiye'nin baş mimarı AKP-MHP yargısı, gurur tablosuna bir isim daha ekledi...

Bir yandan ülkeye mültecileri doldurup nüfusu patlatırken bir yandan da tarım arazilerini ve çiftçi sayısını yarıya düşürerek Türkiye'yi gıda enflasyonunda dünya lideri yapan Erdoğan'ın yazdığı başarı hikayesi, en yakın market ve pazarda okunabiliyor...

BLOG

Sevgililer Günü’nü Minimum Maddi Hasarla Atlatma Rehberi…

VİDEOHABER

Adalet Bakanlığı, Dubai'de yaşanan sel felaketini herhangi bir CHP'li belediyeye bağlayabilen savcılara 1 maaş ikramiye verileceğini açıkladı...

ASTROLOJİ

KOÇ (21 Mart - 20 Nisan)

Süleyman Soylu'nun oh çektiği videolara telif atmasının ardından zam haberlerine üzülmek zorunda kalacağınız bir döneme giriyorsunuz... devam...

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Hay Allah, Canınız mı Çekti? İşte Size Birbirinden Keyifli Öykü Platformları...

TFF, Süper Kupa'nın Yarın Sabah Federasyon Binası Önüne İlk Gelen Kulübe Verileceğini Açıkladı...

Türkiye Futbol Federasyonu, Suudi Arabistan'ın ardından Şanlıurfa'da da sahibini bulamayan Süper Kupa'dan bir an önce kurtularak konuyu kapatmak için harekete geçti... devamı...

N'olmuş n'olmuş?

Zaytung Zone

''Amaaan şimdi eve gidip kim yemek yapacak?'' şeklinde düşünen takipçilerimizi diğerlerinden bi tık daha fazla seviyoruz, dürüst olalım...

Popmundo: Maceralar

Ankara'da Tam Olarak Ne Olup Bittiğini Çözmeye Çalışan Mert Kuzak(32), Gündemi Takip Etme Mücadelesinde Pes Etti: ''Benlik bir durum yoksa Filenin Sultanları ve Survivor'la yola devam ediyorum..."

Bir süredir Ankara'da Ayhan Bora Kaplan soruşturması etrafında yaşanan sert gelişmeleri internet ve medyadan takip ederek kimin kime ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışan Mert Kuzak(32), sonunda pes etti... devamı...

2.7 Trilyon Lira Açık Vermesi Beklenen Bütçe İçin 100 Milyar Liralık Tasarruf Tedbiri Açıklayan Mehmet Şimşek: ''Şu basın toplantısı için yaktığımız elektriğe değdi mi emin değilim...''

Hükümetin hazırladığı bütçeye göre sadece 2024 yılında 2 trilyon 700 milyar TL açık vermesi beklenen Türkiye, ekonomi yönetiminin bugün açıkladığı 100 milyar TL'lik kamuda tasarruf programıyla düze çıkmayı umarken, Bakan Şimşek'ten de samimi açıklamalar geldi...devamı...

Sinema

''TC simülasyonu kastı, biraz da Kore'nin vasat distopyasına bakayım'' Diyenlere: Black Knight

Dune ile yükselişe geçen çöl, toz, toprak trendinden nasibini alan Black Knight, sıradan olay örgüsü ve alışıldık karakterlerine rağmen izleniyor. Kasvetli evreni, Mad Max Fury Road esintili anlatısı ile eleştirilerin odağında yer alan eser Güney Kore menşeili. Netflix’in dev bütçeli yapımı vakit geçirmelik bir alternatif sunsa da distopya sevenler için sıradan olmaktan öteye geçemiyor. 

Distopik hikayemiz bizlere bu kez kuyruklu bir yıldızın çarpmasıyla mahvolan dünyadan sesleniyor. Kore yarımadasının zehirli bir hava bulutu içinde kaldığı bu distopik dünyada, halk hava kirliliği ile boğuşuyor. Öyle ki oksijen kuryeler tarafından evlerimize getiriliyor. Dönemin en prestijli işi kuryelik… Ama bu kuryeler bildiğiniz gibi değil… Kamyon kullanıyor, silah taşıyor, dövüş sporlarında her önlerine geleni yere seriyorlar. Bizim mor/pembe montlu motokuryelerin aynı zamanda komando olduğunu falan hayal edin. İşte bu kuryeler öyle… Sürekli yağma tehdidi altındaki kuryeler, halkı hayatta tutan oksijeni evlere getirdikleri için birer halk kahramanı olarak gösteriliyor. En meşhurları ise ana kahramanımız 5-8. 

Hedef kitle: Çocukluk hayali tır şoförü olmak olan erkekler
Evde yoksunuz? O zaman ben komşuya bırakıyorum oksijeni


Dizinin evreninde katı sınıfsal ayrım da var. Kimileri Matrix dünyasını anımsatan teknoloji çağını yaşarken kimileri kirli havada yaşam savaşı veriyor. İnsanların ellerindeki QR kod ile ayrıştırıldığı sistemde, mülteciler sınıfların en altını oluşturuyor. Robin Hood’umuz kurye 5-8 ise mesai saatleri içinde oksijen taşırken geceleri mültecilere yardım etmeyi ihmal etmiyor. Ayrıca çalıştığı şirketin patronunun oğlunun kötü emellerine mani olmak için var gücüyle ortalarda salınıyor. “Yer değiştirme planı” adı verilen bu kötü emeller tahmin edebileceğiniz üzere mültecilerin ortadan kaldırılması ve mükemmel toplumun oluştulması amacını taşıyor. 


14 Mayıs gecesi %50


Webtoon’dan uyarlanan Black Knight, ilk bölümü ile heyecan verse de bölümler ilerledikçe kendi yolundan sapıyor ve hikaye izleyiciyi “Ben aslında film olmalıydım” diye dürtüklüyor. Dizinin gereksiz yere doldurulmuş aksiyon sahnelerine ev sahipliği yapan kurye seçimi, son bölümlerinin ana konusu haline gelen aşı paranoyası, ninja kamplumbağalar gibi bir arada yaşayan “salak ve avanak” arkadaşları, “fazlalık”. Bunca fazlalığın yanı sıra eksikleri de yok değil… Dizinin cinsel gerilimi yok… Aşk duygusu eksik… Ölümün ve ölmüş karakterlerin hatıralarının kol gezdiği senaryoda izleyici için motivasyon oluşturabilecek olumlu tek bir duygu dahi esirgenmiş. Vatanperverliğin, sınıf çatışmasının, aşı paronayasının, virüs endişesinin hatta mutant insan düşünün cömertçe kullanılması diziyi izlerken demode bir karabasanda hissetmenize neden oluyor. Tüm tuşlara basılmış dersem anlayacaksınız.

Devletin kötülüğe araç olduğu ama tam olarak da kötülenmediği hikayede patron da bir anlamda aklanıyor. “Kendi eski bir günahkar olsa da”, günümüzde oğlu (Ryu Seok) kadar kötü gösterilmeyen patronumuz, dizinin belirsiz hedeflerinden biri. Anlayacağınız kaçak dövüşülen birçok dizide olduğu gibi Black Knight’ta da ne devlet ne de sermaye tam olarak tü kaka denmiyor. Patronun oğluyla vücut bulan kötülük bu denli yüceltilen kahraman için adeta çıtır çerez. Dizinin karanlık yanının korkakça kaleme alınması onu günümüz dünyasına dair mesaj taşımaktan da aciz kılıyor. Dizinin korkaklığı hikayeyi kuyruklu yıldız felaketine bağlamasından da belli aslında. Bu kadar oksijen eksikliği diye bağıran dizinin iklim krizine eklemlenebilecek bir alt metninin olmaması oldukça tuhaf. Sadece eleştirdiğinin kast sistemi olması, onu da lutfedercesine resmetmesi distopyayı çocuk masalı gibi yapmış.


Beyler ben biraz odayı havalandırıyorum...


İyi yanı yok mu? Var. Sweet Home, Squid Game ve All of Us Are Dead gibi dikkat çeken projelerin anavatanı Kore'nin en iyi görsel efekt stüdyosu VFX Studio Westworld dizinin efektlerine imza atıyor. Doğrusu dizinin görsel yanı büyük oranda tatmin edici. Sınıflar arasındaki ayrım da görsel çeşitlilik ile oldukça iyi veriliyor. Görsel demişken adeta podyumdan fırlamış gibi duran başrol kuryemizin de görsel estetiğe katkısı mevcut. (Gerçi zaten Kim Woo-bin eski manken) Ancak bu estetik karton bir dekor gibi… Diziyi izlerken yapımcının pinti olmadığından emin oluyorsunuz. Ancak “Para vardı çektiler herhalde” dedirtecek kadar basitçe tasarlanmış çok sayıda parçaya sahip. 


Bana bu koltuğu tasarlayan adamın kellesini getirin...


Hiçbir karakterin ideolojik bir yol haritası yok. Tek yönlü olan karakterler arasında diğer ana karakter kurye olmaya gönüllü genç mülteci Sa-wol (Kang You-seok) da var. Karakterlerin motivasyonları net ancak bu motivasyonların önündeki engellerin hepsi fiziksel. Yani karakterler her zaman önündeki engellerle savaşıyor, atlıyor, zıplıyor, öldürüyor… Ancak duygusal olarak kapana kısıldıkları, seçime zorlandıkları ve heyecan verdikleri bir sahne yok. Diğer bir deyişle karakterler oyunda level atlar gibi ilerliyor. Evet, aksiyon koreografileri iyi, görsel efektler olmuş ama karakterin ruhunda fırtınalar kopartacak bir gerilimden yoksun dizi.  


Usta Splinter… Röptaşambırından tanıdım…


Dizi kaçırdığı politik ve sosyal mesaj fırsatları, seksi ama aseksüel olarak hatırlayacağımız 5-8 kuryesi ve iyi çekilmiş aksiyon sahneleri ile hafızalarımıza pek de kazınmayacak ama bu sancılı günlerde atlamalı zıplamalı bir dizi izlemek, kafa yormadan vakit geçirmek isterseniz Black Knight iyi bir fırsat. Ancak izlediğiniz şeyin nöronlarınızda bir hareketlenmeye neden olması gibi bir beklentiniz varsa, Bridgerton bile bundan daha fazla sosyal mesaja sahip öyle diyeyim ben size. İyi seyirler… 

(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)


facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et

Yorumlar:

Sıradaki Sinema İçerikleri:

Sıradaki Haberler:

(11.4.2021)

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Vahit Gözgel, Emekli


Diğer yorumlar ->

(25.11.2020)

AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök: ''18 yıl önce araba var mıydı?''

"Genel Başkanları buzdolabı olmadığını iddia ediyordu. Bu yine biraz insaflı çıktı.."

Uğurhan Culak, Elektrik tesisatçısı


Diğer yorumlar ->