Zaytung.Com
Zaytung
Uzun uzun yaz
SİNEMA

Alpler'de Heidi Gibi Sekeyim Derken Hayatı Kayanlar: Anatomy of a Fall

-> İsmail Kartal: ''Önümüzdeki sene bütün maçlarımızı kazanırsak şampiyonuz...''
-> MHRS'de randevu sorununa el atan Sağlık Bakanlığı ''Blind Date'' uygulamasına geçiyor...
-> 4 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak isteyen Stormtrooper'lara polisin biber gazlı müdahalesi sonuç vermedi...
-> Hazine ve Maliye Bakanlığı, bayram harçlıklarını da mercek altına aldı. Aldığı harçlığın vergisini ödemeyen çocuklara ağır cezalar geliyor..
-> Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın bu yaz Arapça ve Kur'an Kursu'na yazdırılacağı açıklandı...
FOTOHABER

FotoHaber - Gözler, eğitim sistemini yıkıp ülkeyi yabancı Arap ve Afgan teröristlerle dolduran AKP ve MHP'den gelecek başsağlığı açıklamalarına çevrildi...

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bütün sorunlarını çözen Erdoğan, açtığı ruhsatsız dükkanında kaçak işçi çalıştırıp vergisiz kazancıyla ayakta durmaya çalışan mazlum Arapların ''ana dilde tabela'' sorununa el attı...

BLOG

Sevgililer Günü’nü Minimum Maddi Hasarla Atlatma Rehberi…

VİDEOHABER

Adalet Bakanlığı, Dubai'de yaşanan sel felaketini herhangi bir CHP'li belediyeye bağlayabilen savcılara 1 maaş ikramiye verileceğini açıkladı...

ASTROLOJİ

KOÇ (21 Mart - 20 Nisan)

Süleyman Soylu'nun oh çektiği videolara telif atmasının ardından zam haberlerine üzülmek zorunda kalacağınız bir döneme giriyorsunuz... devam...

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Hay Allah, Canınız mı Çekti? İşte Size Birbirinden Keyifli Öykü Platformları...

TFF, Süper Kupa'nın Yarın Sabah Federasyon Binası Önüne İlk Gelen Kulübe Verileceğini Açıkladı...

Türkiye Futbol Federasyonu, Suudi Arabistan'ın ardından Şanlıurfa'da da sahibini bulamayan Süper Kupa'dan bir an önce kurtularak konuyu kapatmak için harekete geçti... devamı...

N'olmuş n'olmuş?

Zaytung Zone

''Amaaan şimdi eve gidip kim yemek yapacak?'' şeklinde düşünen takipçilerimizi diğerlerinden bi tık daha fazla seviyoruz, dürüst olalım...

Popmundo: Maceralar

Dışişleri Bakanlığı'ndan Vizesiz Avrupa Müjdesi: ''Önce sağlam bir şişme bot temin ediyorsunuz...''

Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinin Türklere vize başvurusunu askıya almasının ardından gözler Dışişleri Bakanlığı'nın atacağı adıma çevrilirken, beklenen açıklama akşam saatlerinde geldi... devamı...

Bodrum Beach İşletmecileri Birliği, Bozulan Fiyat Algısından Şikayetçi: ''Lahmacunu kaçtan satsak çüş denir bilemiyoruz...''

Yaklaşan yaz mevsimi öncesi haberlere konu olacak lahmacun fiyatını hala belirleyemeyen Bodrum Beach İşletmecileri Birliği, enflasyon nedeniyle bozulan fiyat algısından şikayetçi...devamı...

Sinema

Ferzan Özpetek Sunar: Çoluk Çocuk Derdine Düşmüş, Aile Babası Periler

Kamu spotu çekse izlettirecek, o kamu spotunda da “mutlaka” Serra Yılmaz’a yer vererek “gözünüz oyunculuk görsün” dersi ile izleyiciyi içtimaya çekecek yönetmen Ferzan Özpetek, en yeni filmiyle uzuuunnnca bir aradan sonra vizyonda. Öyle uzun bir ara ki, 2019’da yapımı gerçekleşen filmi 3 yıl sonra izleyebildik.(alacağın olsun BKM). Bir gece müzik yasağının, bir de Ferzan Özpetek filminin pandemi derdi bitmedi şu dünyada. Neyse ki bu da geçti… Sizleri Şans Tanrıçası ile tanıştırmaktan onur, gurur ve bilhassa şeref duyuyorum.

Şans Tanrıçası Hakkında İlginç Notlar:

  • Şans Tanrıçası’nın Ferzan Özpetek’in gerçekten yaşadığı bir çatışmadan doğduğunu hatırlatmakta fayda var. Vanity Fair dergisine verdiği röportajda, “Film fikri geçen yıl kaybettiğim abim Asaf Özpetek’in hastalığı sırasında aklıma geldi. Asaf’ın eşi bir gün beni aradı ve ‘Asaf iyi değil, ben de iyi değilim. Bana bir şey olursa çocuklarım sana ve Simone’ye emanet’ dedi. … Ben ‘Tabii ki bize emanet’ diye cevap verdim ama kendinden emin iki çocuğa ebeveynlik yapma fikri beni korkuttu. Bu korkuyla da senaryo ortaya çıktı.” diyordu. Filmin sonunda esin kaynaklarına teşekkürü ihmal etmediği dikkatimizi çekiyor.
     
  • Filmle ilgili röportajdan okuduğumuz kadarıyla Şans Tanrıçası’nda görünen tüm tablolar da Ferzan Özpetek imzalı. Özellikle resim atölyesindeki dev Arturo resmini görünce bu bilgi sizi daha çok şaşırtacak.
     
  • Şans Tanrıçası’nda yine Sezen Aksu nağmelerini duyacaksınız. Sezen Aksu’nu 90’lar klasiği Aldatıldık şarkısı filmin müzikleri arasında

.

  • Şans Tanrıçası’nın konusu (Yazıda ara ara spoiler var, sonra küfretmeyin)

    Karanlık bir malikaneyi adımlayarak açılan film, çocuk çığlıklarını ardında bırakarak bizi aydınlık bir terasa çıkarıyor. Kendimizi bir düğünün ortasında buluyoruz. Ev sahibi olan Arturo ve Alessandro adlı uzun ilişki yorgunu çiftimiz, evlerinde arkadaşlarının düğün eğlencesinin tadını çıkarırken, Arturo’nun kamerası izleyicinin gözü oluyor. Ancak mutluluk sahneleri aldatma şokuyla bölünüyor. 
     


Vurur yüze ifadesi, bulur seni bitanesi...
 

Bu sırada çalan kapı, ikilinin hayatına iki küçük misafir bırakıyor. Hasta olan kadın, arkadaşlarına çocuklarını bırakarak filme melodram havası katıyor ve kenara çekiliveriyor. Anneleri tarafından emanet edilen çocuklara, her bakımdan yetersiz gördükleri kendilerinin annelik etmesine şiddetle karşı olan çiftimiz, bir yandan çocukları ne yapacaklarını düşünürken diğer yandan ilişkilerini düzeltmeye çalışıyor. Film, üzerindeki melodram bunalımını kısa sürede savuştururken, endişe hissini hemen hemen her sahnede üzerinde taşımayı tercih ediyor. Şans Tanrıçası zaten bize karakterlerin, özellikle Arturo’nun dönüşümünü anlatıyor. Kentli, beyaz yakalı, kontrol freak dünya vatandaşlarının tasviri olan Arturo’nun gerçekliği de endişe hissinin en önemli nedeni.


Zatürre etmeyen romantik komedi yağmuru...


Özpetek filmlerinden alışkın olduğumuz samimiyet, Şans Tanrıçası’nda da mevcut. Ancak alıştığımız şekilde değil. Bu kez ne şölen sofraları var ne de tutkulu sevişmeler. Hatta filmde karakterlerin birbirine hemen hemen hiç dokunmadığını, hiç sevişme sahnesi olmadığını belirtmeliyiz. Yönetmen bu kez, cinsel gerilimi de filmin endişe dolu iklimine eklemiş. Yemek ise bu kez haz değil bir mücadele alanı.


Hiç bozmayın, seçim için ''Türkiye bizimle gülecek'' videosu çekiyorum


İlk kavgalarında Alessandro kocaman bir mandalinayı (portakal da olabilir) zorla yiyerek kendini asit komasına sokmaya çalışıyor. Bir diğer krizde ise Arturo çocuklaşıyor ve sevgilisinin canını yakmak için ketçabı onun tabağına öfkeyle boca ediyor. Anlayacağınız Özpetek’in her filminde mutluluğa, uzlaşmaya vesile olan yemekler, bu kez çatışmayı somutlaştırma ve incitme aracı haline geliyor.


Floransa için iftar vakti...
 

Filme adını veren Şans Tanrıçası’nın hikayesi ise telefon kamerasına bağımlı yaşayan insanlara “yaşamanın” önemini gösteriyor. Filmde geçen sözleri aynen aktarıyoruz: “Şans Tanrıçası’nın bir sırrı olduğunu biliyor musun? Bu sihirli bir numara. Çok sevdiğin birini nasıl sonsuza kadar yanında tutarsın? Ona bakmalısın... Sonra gözlerini sıkıca kapatıp, kapalı tutman gerek; o görüntü kalbine ulaşana kadar. O andan itibaren, o kişi sonsuza dek seninle olur.” Filmin birçok sahnesinde elinde kamerayla gördüğümüz, kendini olayların gözlemcisi olarak konumlandıran Arturo’nun da kamerasının o an kapandığına şahit oluyoruz.


Çoluk çocuklu adama Home Office gelmez...


Kontrol freak Arturo’nun sarhoş olduğunda çocuklarla yaptığı konuşma da, izleyiciye yaşam dersleri vermeye devam ediyor. Bu sahnenin, Ferzan Özpetek sinemasının en etkileyici repliklerinden birini kucağımıza bıraktığını da söylememiz gerek. Ayrılığın eşiğinde olan Arturo, “Birlikte yaşlanacağımızı düşünüyordum… Birlikte yaşlanamayacağız” diye haykırarak ağlarken, küçük kız ona “Sen zaten yaşlısın” diyor. Diğer bir deyişle, hep bir hayal olarak gördüğü ve ulaşılması gereken bir hedef halindeki “mutluluk”, “beraber yaşlanma” aslında onun içinden geçtiği bir süreç. Anları kaydetmenin, gözlemlemenin derdiyle yaşayan Arturo’nun filmdeki dönüşümü de bu anlar aracılığıyla gerçekleşiyor. O gecenin karşıladığı sabah ise aydınlanmayı ifade edercesine, bir feribotun deniz ortasındaki özgür seyriyle ekrana taşınıyor.


Bu filmde kahvaltının mutlulukla pek ilgisi yok 


Şans Tanrıçası’nın mekanları da karakterlerin dönüşümünü somutlaştırma görevini üstleniyor. Antik yapılar arasında gezinirken bize anlatılan Şans Tanrıçası’nın hikayesi, “şansın nötr olduğunu” vurguluyor. Şans ile gelen “şeyin” iyi veya kötü olmasını, bizim onu nasıl algıladığımızla ilişkilendiriyor. İlişkilerindeki yorgunluğu ve iki çocuğun getirdiği yükü, hayatları için şansa dönüştürme imkanı da, çiftimiz için dinlediğimiz hikayeyle bir ihtimal haline geliyor. Keza, çocukların anneannesine gittiğimizde, filmin açılışında gördüğümüz malikanenin orası olduğu anlaşılıyor. Bu mekan için ikonik yapılardan Villa Valguarnera’nın seçilmesi de, toplum tarafından aileye ve kan bağına atfedilen görkemli önemin işareti.


Doğalgaz faturası da bir o kadar görkemlidir...
 

Ancak o şatafatın altında saklanan sırlar, her köşeden sızıyor. Neticede, kan bağına bir önem vermeden, klişeleşmiş tabulara meydan okuyarak, emek vererek ve doyasıya yaşayarak seçilmiş kişilerle her insanın kendi ailesini yaratabileceği, filmin ana mesajı olarak bize ulaşıyor. Kıssadan hisse, eğer Şans Tanrıçası’ndan beklentiniz yeni bir Cahil Periler ise film hayal kırıklığı yaratabilir. Filmin bıraktığı his, Özpetek filmografisindeki Kutsal Yürek ve Kemerlerinizi Bağlayın’ı anımsatıyor. Eğer Ferzan Özpetek’in bize vereceği hayat derslerini merakla bekleyen sadık izleyicilerdenseniz, filmi mutlaka izlemelisiniz. 


Başta soğuk geliyor ama girince alışıyorsun 


Son bir not: Filmin finali, Cahil Periler’in sonunda yere düşen bardağı izlerken arkada bir sesin “bakın bardak kırılmadı” demesi gibiydi. Herhalde tüm film boyunca en çok üzen de o dış ses oldu, izleyicinin elinden bu sırrı paylaşma fırsatı nasıl alınır diye tırnak kemirmemek işten bile değil. 

(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)


facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et

Yorumlar:

Sıradaki Sinema İçerikleri:

Sıradaki Haberler:

(11.4.2021)

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Vahit Gözgel, Emekli


Diğer yorumlar ->

(25.11.2020)

AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök: ''18 yıl önce araba var mıydı?''

"Genel Başkanları buzdolabı olmadığını iddia ediyordu. Bu yine biraz insaflı çıktı.."

Uğurhan Culak, Elektrik tesisatçısı


Diğer yorumlar ->