Öğrencileriyle Adeta Arkadaş Gibi Olan Öğretim Görevlisinin Muhabbeti Gerçekten Hiç Çekilir Gibi Değil...

Öğrencileriyle adeta arkadaş gibi olan ve "en ufak bir sıkıntınızda hiç çekinmeden gelip dertleşebilirsiniz" sözünü ağzından düşürmeyen Yozgat Yörüklü Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedat Doyan, pek de öyle muhabbet edilecek gibi bir insan olmadığının henüz farkında değil. Sedat Hoca’yı sene başından beri aralarına alan ve ilk anda onun da arkadaş gibi muhabbetlerine ve düzenledikleri etkinliklere katılmasından hoşlanan fizik öğretmenliği bölümü öğrencileri nasıl böyle bir noktaya geldiklerine kendilerinin de şaşırdıklarını ama Sedat Hoca’nın da muhabbetinin bir noktadan sonra hiç çekilmez olduğunu, olur olmadık saatlerde haber bile vermeden evlerine geldiğini ve çoraplarını hep ortalığa bıraktığını belirttiler.
Hala Recep İvedik taklidi yapıyor
Sedat Hoca'dan gördükleri sıcak ve babacan yaklaşımın başta kendilerini çok etkilediğini belirten Fizik Öğretmenliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi Sinan Güçlü "Tabii o zamanlar üniversiteye yeni başladığımız için bizde de bi toyluk vardı. Gurbet elde biraz yakın davranan kim olsa sarılacak durumdaydık. Bu da işte 'ben sizin arkadaşınızım, odamın kapısı her zaman açık, en ufak sıkıntınızda hiç çekinmeden gelebilirsiniz' falan diyince aklımız başımızdan gitti" diyerek yeni gelecek öğrencileri bu tuzağa düşmemeleri konusunda uyardı. Güçlü, Sedat Hoca'nın espri anlayışını "hala olur olmadık yerde 'artiz mi? artiz ne arar la bazarda?' diyerek komik olmaya çalışan bir insandan söz ediyorum. Gerisini varın siz düşünün artık" sözleriyle anlatırken, öğretim görevlisinin ayrıca 2012 yılında hala sık sık Recep İvedik taklidi yaptığını da kaydetti.Sedat Hoca'nın ciddi konularda öğrencilere hayatla ilgili tavsiyelerde bulunmaya çalıştığını da söyleyen Güçlü "Bi kere bi kız mevzu için bunun kapısına gitme gafletinde bulundum. Beni dinledi dinledi sonra 'bak aslanım, seversen skilirsn, skersen sevilirsin. Bu işler böyle...' dedi. 'Ulan ben onu duymak istesem mahalle berberiyle dertleşirim, sana niye geleyim?' diyemediğim için teşekkür ederek odasından çıktım. Zaten son oldu o da" derken son 1.5 yıldır hocasıyla ilişkisini meraba-meraba seviyesine indirmeyi başardığını gururla ifade etti.
Otlakçılık iddiaları
Önceleri Sedat Hoca’nın da arada bir hesabı ödemek için ortaya üç beş bir şey attığını söyleyen İngilizce Öğretmenliği 2. sınıf öğrencisi Berke Koran, "ancak maalesef aylardır eli cebine gitmez oldu adamın. Bizim eve de sürekli eli boş geldiği yetmezmiş gibi bir de memleketten gönderilen erzağı yağmalıyor." sözleriyle içinde bulunduğu zor durumu dile getirdi. Sedat Hoca’nın kendi hocası bile olmadığını, bugüne kadar da tek bir dersini dahi almadığını belirten Koran, sözlerine şöyle devam etti:“Bunun otlakçılığına ne bira dayanıyor ne sigara. Resmen ortalığı kuruttu. Bir de hep bir bunalımlar, bir şeyler… Paso bizden geçiniyor. Bizim paraya ihtiyacımız olsa bunda tık yok. Bir kız meselemiz olsa dalga geçer ama kendi, maddi manevi her sıkıntısında yanımızda biter. Şimdi de Ebru hoca’ya mı ne aşık olmuş. Hiç susmadan sürekli konuşuyor arkadaş! Ebru da Ebru… Sabahtan akşama bunun derdini dinliyoruz. İçip içip dağıtıyor, sonra gene biz topluyoruz. Ben böyle birşey görmedim. Olmaz olsun bunun arkadaşlığı!”
“Aşık olduktan sonra iyice çekilmez oldu!”
Sedat Hoca’nın, aynı fakültedeki öğretim üyesi Ebru Hoca’ya duyduğu karşılıksız aşktan sonra artık iyice çekilmez olduğunu belirten Fizik Öğretmenliği 4. Bölüm öğrencisi Özge Sevinir, duyduğu rahatsızlığı şu sözlerle dile getirdi:“Yani biz bunun arkadaşlığını falan istemiyoruz artık. Dersten sonra, derdini unutsun, biraz kafası dağılsın diye bunu cafe cafe, bar bar gezdirip dolaştırmaktan, hesap ödemekten iliğimiz kurudu, cepte beş kuruş para kalmadı. Çenesi de 2 dakka durmuyor... Mıy mıy mıy, şöyle seviyorum, böyle seviyorum, ben ne yapacağım, ne yapayım açılayım mı diye konuşuyor da konuşuyor. Afedersin ama eşşek kadar adamsın yani biz mi söyleyelim artık bazı şeyleri. Aman etmesin bizimle arkadaşlık. Dersine girsin, çıksın başka bir şey istemiyoruz.”
“Yalan söylüyor! Hacılıyor!”
Hocalarıyla arkadaş olmanın getirdiği sorunların, saatlerce aşk acısı dinlemek ve hesap ödemekle sınırla kalmadığını söyleyenler de var. Düşük not almaktan korktuğu için ismini vermek istemeyen bir öğrencisi, Sedat Hoca’nın güya ödünç alıp asla geri getirmediği bir dolu kitap, CD ve DVD olduğuna dikkat çekerken tepkisini sert bir şekilde dile getirdi: “Yalan söylüyor! Hacılıyor!”Ortalama bir asalak arkadaşın neredeyse bütün özelliklerini taşıdığı iddia edilen Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedat Doyan ise öğrencileriyle kurduğu bu dostluk bağından son derece memnun. Hakkındaki iddialarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, gerçek arkadaşlığın böyle bir şey olduğunu vurgulayan Doyan, “Sen beni eleştireceksin ben seni eleştireceğim, gerekirse küfür edicez kavga edicez ama dara düştüğümüzde kapısını çalabileceğimizi, asla kazık yemeyeceğimizi de bilicez. Ben bunu öğretmeye çalışıyorum" diyerek yüzsüzlüğünü sergilemeye devam etti. Sözlerine, “Ha, bir de şey soracaktım size ya, sigaranız ya da bozuk paranız var mı? Ben cüzdanımı evde unutmuşum da” diye devam etmeye çalışan deneyimli öğretim üyesi, yaş ortalaması 30 küsür olan basın mensuplarından beklediği ilgiyi göremeyerek toplantıya son verdi.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et