90'lar, Narsisizm, Andropoz ve Peruklu Halit Ergenç: Kral Kaybederse
.png)
Topkapı Sarayı’ndaki sultanlık kariyerini önce ponzi dolandırıcısı (Babil) ve ardından Aşkım Kapışmak (Adsız Aşklar) olarak sürdüren karizmatik otorite, bu kez Kral olarak karşımızda. Evet, her dizisini neden izlediğimizi bizim de bilmediğimiz ama bir şekilde şeytan tüyünü her işinde parlatmayı başaran Halit Ergenç’ten bahsediyoruz...
Salı akşamları Star TV ekranlarına gelen, hemen ardından Netflix’te izleyicilerle buluşan, yolu psikiyatrist odasından geçecek yeni dizimiz Kral Kaybederse, her hafta artan izleyici ilgisi ve bir o kadar eleştiri ile fenomenleşme yolunda ilerliyor. Tüm kadınların aşık olduğu olgun erkek karakteri ile andropoz galaksisine umut ışığı olan Kral Kaybederse (hayır İnci Taneleri’nden bahsetmiyorum), çatışması klişe olsa da bir şekilde izleyiciye “gel gel” yapmayı başarıyor.
Kral Kaybederse aslında İstanbullu Gelin ile başlayan, Kırmızı Oda, Doğduğun Ev Kaderindir, Masumlar Apartmanı, Yalı Çapkını, Çöp Adam, Camdaki Kız, Terzi ve Sahipsizler ile devam eden psikayatrik diziler ekolünün bir temsilcisi. Yani ülkemizin muhtemelen en zengin psikiyatristi olan Gülseren Budayıcıoğlu’nun kırmızı odasında doğan hikayelerden biri.
Küpeli kapya biber
Kral Kaybederse’nin konusu, narsistik bir erkek olan Kenan Baran’ın (Halit Ergenç) yatak odası üzerinden ilerliyor. (Kenan’a yazı içinde Narkissos da diyeceğiz.) Karısı Handan’ı, karısının en yakın arkadaşı Özlem (Nilperi Şahinkaya) ile aldatan Kenan’ın bir yandan da müdavimi olduğu kulüpte garson kız Fadime (Fadi - Merve Dizdar) ile yolu kesişiyor. Bu sırada Kenan karşısına çıkan her dişiyle flörtleşmeyi, her fırsatta fingirdemeyi ihmal etmiyor.
Gülüşü ile odaları inleten, özel dikim kıyafetleri ile tüm bakışları üzerine çeviren Narkissos, dizinin sloganındaki gibi bu kez ava giderken avlanacağa benziyor. Kral’ın henüz kazandığı dönemi izlediğimiz dizinin flashforward’ından anladığımız üzere Kenan yaşlandığında yalnız ve kaybetmiş bir huzurevi sakinine dönüşüyor. İşte 90’larda geçen dizi, bizlere Kral’ı ve onun hayatındaki kadınları anlatırken en yüksekten en dibe nasıl düşüldüğünü de adım adım gösterecek.
Paralel evrende Sülüman ve Pargalı
Klişe mi evet… Dizinin alameti farikası, ana karakterinin kusursuz bir kahraman değil son derece kusurlu bir narsistik manipülatör olmasından kaynaklanıyor. Kitabında anlattığı üzere karizması ile herkesi kendine hayran bırakan bu adam, dizide de kadınların hayranlığından beslenen bir efendi pozisyonunda.
İlişkilerini hiyerarşik bir düzen üzerinden kuran Kenan, haremini sürekli geniş tutmayı ihmal etmiyor. Günümüz dünyasının muhafazakar kodlarına zeval vermeyen çokeşli karakterimiz, buram buram testosteron kokan hikayesini edilgen kadınlarla zenginleştiriyor. Hal böyle olunca kadınlar Kenan için birbirini yiyip duruyor işte. Her bölümü 3 saat olan yerli diziden daha ne bekliyorsak…
Bu yiyişmede ürün yerleştirme vardır
Gelin diziye biraz daha yakından bakalım, kitabının da bize verdiği yetkiyle Kenan neden böyle biraz irdeleyelim.
-
En büyük yarasını ebeveynlerinden alan Kenan’ın çocukken annesi bir süre ortadan kayboluyor. El bebek gül bebek sevilirken kederinden hastanelere düşen küçük narkissos, anneciğinin bir gün çıkıp gelmesi ile devreleri iyice yakıyor. Kadınlarla ilişkisini tamamen bu değersizlik hissi üzerinde kuran Kenan’ın bazı tuhaf seçimleri bağlantıyı ele veriyor. Örneğin sözde farkında olmadan Handan ile evlilik gününü annesinin ölüm yıl dönümüne denk getiriyor. Anneye veda veya değersizliği telafisi olarak yorumlayabileceğimiz bu denk geliş, Kenan’ın ilişkilerinde kendisini annesi kadar baş tacı edecek, ne olursa olsun onu terk etmeyecek kadınlar aradığını gösteriyor.
Bu garip en azından ikide kalmıştı
-
Peki madem kendisini terk etmeyecek kadın arıyor neden sürekli aldatıyor derseniz. Kitaptan çıkardığımız ve Kenan’ı tanıdığımız kadarıyla, kendisi her an terk edilme ihtimaline karşı B planı hazırlıyor. Hiçbir zaman yalnız kalmamak için kendini garantiye alan Kenan Baran, bir yandan da aldatarak karşısındakini sınıyor. Eşzamanlı olarak her kadında sevilebilir olduğunu yeniden kendine kanıtlıyor.
-
Dizide en yakın arkadaşı ile aldattığı karısından olayı büyüttüğü için (!) özür bekleyen Narkissos, bu talebi ile kendini ilişkide eşit bir yere koymadığını gösteriyor. Adeta bir efendi gibi pozisyon alarak kölelerinin itaatini bekliyor. Çünkü efendiler hiçbir zaman sorunun kaynağı değildir.
-
Jilet gibi görünümü de aslında düşük özgüveninin işareti. Keza kendini o kadar kusurlu ve sevilmeye layık görmüyor ki, mükemmel olmaya çalışarak sevilmeye layık olacağına inanıyor. Hazır giyim yerine özel dikim elbiseler giymesi de bundan. Onu başkalarından ayıran, farklı kılan, kral gibi hissettiren bu biriciklik hissine ihtiyacı var.
“Son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var” kombini
Kadınlar Kenan’da ne buluyor? Bakmayın kendini efendi yerine koyuyor dediğimize, Kenan kadınlara kendini önce birer kraliçe gibi hissettiriyor. Kendi gücünü de karşısındakinin hayranlığı ile besliyor. Ancak gücünü devamlı kılmak için karşısındakini güçsüzleştirmesi gerektiğinden onları aldatıyor, kendini yüceltiyor aynı oyunu yeni kadınlarla oynayıp duruyor.
-
Handan (Aslıhan Gürbüz): Kendini Kenan üzerinden tanımlayarak var olan, ona bağımlı bir kadın. Üniversitede tanıştığı ve kendi deyimi ile “ömrünü verdiği” Kenan tarafından “tercih edilmek” onun hayattaki en büyük başarısı. Tercih dediysek, tapusu onda (Offf buralar hep testosteron koktu)
-
Özlem (Nilperi Şahinkaya): Ortası olmayan karakter, elde etmek istediği bir hedef olarak gördüğü Kenan ile zafer peşinde. Onunki bir nevi dopamin bağımlılığı olabilir mi acaba?
-
Fadime (Fadi - Merve Dizdar): Babasının bir diğer versiyonu olan Kenan ile alışkın olduğu hikayenin içindeki rolünü değiştiriyor. Değersizlik hissi ile yanıp tutuşan ve kendini değerli görebilmek için kadınları değersizleştiren, kendi uzantısı bir erkek çocuk diye tutturan babası onun referans noktası. Kenan aynı değersizliği kendini mükemmelleştirip kadınları oyuncak ederek sürdürüyor. Yöntemleri farklı ama lacivert aynı lacivert anlayacağınız.
Gülseren olma sırası hangisindeydi?
Gelin Kral Kaybederse’nin kalbimizi kıran, canımızı sıkan taraflarından biraz söz açalım.
-
Kitapta Kenan esmer ve evet saçlı. Ama esmer olmamasını kabul ettiğimize göre Halit beyi kel haliyle kabul ederdik. Peruk olmamış efenim. Halit Ergenç zaten duruşu, ses tonu ve oyunculuğu ile izleyiciyi etkisi altına alan bir oyuncu. Ona peruk takmak kelliği bir kusur, kamufle edilmesi gereken bir defekt olarak tanımlamak oluyor. Halbuki Kenan gerçekten mükemmel olduğu için karizmatik değil, mükemmeli oynadığı için karizmatik. Halit Ergenç de tüm kusurlarını göz ardı ettiren bir oyuncu olduğu için zaten Kenan Baran castingi için doğru seçim. Ne demeye adama peruk taktınız!!? (Bkz: Gereksiz yükselmek)
-
Totalden reyting alacağız diye suyunu çıkardıkları Fadi aksı izleyiciyi hayattan soğutacak kadar ağlak. Ablası zorla birine satılan, zihinsel engelli diğer ablası üzerinden dram sağılan bu aks, Fadi’nin metresliğini adeta meşrulaştırmak için zemin hazırlıyor. Yaaa biz Türk izleyicisiyiz zaten sorgulamayız arkadaş, bu kadar “Üvey Baba” işkencesine gerek yok.
-
Kadınların sürekli kendini erkek üzerinden tanımlayan edilgen biçimleri ciddi anlamda can sıkıcı. Bir tane tek başına var olan kadın yok dizide. Numunelik bir örnek koysaydınız bari… Tamam hikayenin devamını biliyoruz, Fadi’nin nasıl güçlü bir kadın olduğunu göreceğiz ama bu kadar eril mesaja karşıt bir cümleye şimdi ihtiyacımız var.
Hepiniz benim bebeklerimsiniz
-
90’larda geçen dizide ana karakterler o kadar zamansız giyiniyor ki, yan karakterlerin stylingi karikatür kalıyor. Özellikle ilk bölümdeki Mirkelam konseri sahnesine bu gözle bakınız lütfen. Özellikle Özlem dizinin içinde zaman yolcusu gibi kalıyor.
-
Dizinin dijital efektleri korkunç. İlk bölümde bir sahnede aynada beliren Kenan’ın yüzü Sırlar Dünyası tadındaydı. Araba sahnelerine sonradan eklenen manzaralar hala bir o kadar yapay. Dizi ihracatında dünyada ilk sıralarda olan ülkemiz dijital efekt konusunda hala bu kadar kötü mü?
-
Dizide 90’lı yıllara ait olmayan birçok hata bulmak mümkün. Mekanlardaki trabzanlardan prizlere, asansör kapılarına kadar zamanla uyumsuz birçok şey görmek mümkün. Haa, yerli dizi yer mi yer… Ama gerçekten bu kadar para harcanan, Netflix’te yayınlanan işte izleyiciye reva görülen özen bu mu?
Fakir yeleği + Kel ve dayakçı baba + erkek çocuk takıntısı
= total reyting
Kral Kaybederse’nin artıları:
-
Vatanım Sensin ve Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerde Halit Ergenç ile uzunnnn süreli iş birliği yapan yönetmenler Yağmur - Durul Taylan birbirlerini çok iyi tanıdıklarını ispatlıyor. Oyuncu yönetimi dizinin başarısının ana kaynağı.
-
Keza oyuncuların yaşları vs çokça eleştirilse de dizinin belki de en iyi yanı oyunculukları olduğundan görmezden geliyoruz. Halit Ergenç’in yanı sıra Merve Dizdar, Aslıhan Gürbüz ve Nilperi Şahinkaya da rolünün hakkını veriyor.
-
90’lar playlisti tadındaki müzikler ile dizi günümüzün orta yaşlı izleyicilerine nostalji yaşatıyor. (Sertab Erener, Mirkelam ve Tarkan şarkılarıyla kendi yaşlılığımızı hatırlayıp, üniversite öğrencisini oynayan 38 yaşındaki Merve Dizdar’ın yaşına takılmıyoruz evet.)
-
Dizinin senaryosu 3 saatlik bölüm challenge’ına rağmen tempoyu korumayı başarıyor.
Liseli pokemon pikaçu da 32 yaşındaydı.
SPOİLER
Peki, Kral Kaybederse’nin devamında neler olacak? Çok yüzeysel bir bilgilendirme yapmak için okuduğumuz kitaptan yola çıkarsak; Kenan yeniden Handan’la evlenip Özlem’i tımarhanelik edecek. Kol kanat gererek güvenini kazandığı Fadi elbette haremine girecek. Ancak 10 yıl süren ilişki boyunca boşan diye tutturacak. Kenan’ın yalanını yakalayarak kandırıldığını anlayan Fadi, onu evire çevire sokak ortasında dövecek. (İşte bu sahneyi merak ediyoruz.)
Sonrasında kendisine tuttuğu dev aynaları kırılan Kenan, kendini sürekli hasta gibi hissedecek ve psikiyatriste gidecek. Handan’la da yolları ayrıldıktan sonra hayatına giren bir başka kadın tarafından soyulacak ve beş parasız şoförünün yanına sığınacak. Yaşlanan, borç batağına düşen adam sonunda huzurevinde kalacak. Burada yaşadığı bir diğer büyük kırılma ise onu kendiyle yüzleştirerek amel defterine birkaç sevap point kazandıracak.
Fadi Kenan'ı döverken bunu çalarlar mı acaba?
Kral Kaybederse hakkında ilginç bilgiler:
-
Kenan Baran olarak karakterize edilen gerçek kişinin aralıklarla tam 20 sene boyunca Gülseren Budayıcıoğlu’nun danışanı olduğunu biliyor musunuz?
-
Kitaptaki hikaye Ankara’da geçiyor, dizi ise İstanbul’da.
-
Fadi - Kenan ilişkisi kitapta 10 yıl sürüyor. Gülseren Hanım ise röportajlarında bu yasak aşkın aslında 15 yıl sürdüğünü ama okur “artık bu kadar da olmaz” demesin diye 10 yıl yazdığını anlatıyor.
Siz de izlerken beyninizi kullanmanız gerekmeyecek, entrikalarla dolu, kendi aşk hayatınızdan da beteri varmış diye şükredeceğiniz bir dizi izlemek isterseniz Kral Kaybederse salı günleri Star’da, hemen arkasından Netflix’te yayında. İyi seyirler.
Hakiki Tosun Paşa
Kim lan bu Kenan Baran?
Gerçek bir hikayeden ilhamla yazılan dizideki Kenan’ın asıl kimliği de diziyle beraber açığa çıktı. Halkın Sesi gazetesinde 2022 yılında yayınlanan yazıya göre Kenan, Artist Orhan adıyla bilinen bir maden mühendisi. * Kendisini tanıyan köşe yazarının iddiasına göre Orhan öyle çapkınmış ki, karısına işi bahane edip Paris’te biraz gezintiye çıkıyor. Sonra Şanzelize Caddesi’nde yanında sevgilisi ile karısıyla karşılaşıyor. Karısı Orhan’ı basınca, Orhan Fransız taklidi yaparak karısını tanımamazlıktan geliyor. Kadını bir güzel azarlayıp başından savıyor. Narsistik manipülatör dediğin böyle olur… İşte dizideki Kenan da tam olarak böyle bir adam. Biraz daha araştırınca kendisinin İtü mezunu olduğunu, Ediz Hun’un birinci olduğu Ses dergisi yarışmasında ikinci olarak Artist lakabını aldığını öğreniyoruz. **
*:https://www.halkinsesi.com.tr/kral-kaybederse-ve-artist-orhan-1
**: https://12punto.com.tr/galeri/galeri-kenan-baran-gercekte-kim-76086##photo-4
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |